Bu yazımızda sizler ile boşanmanın sonuçları arasında yer alan velayet konusunda son dönemde yaşanan korkunç olaylar nedeniyle ivedi şekilde kapsamlı değişiklikler yapılması gerekliliği ve masum biçare çocukların devletimizce daha etkin koruma altına alınması hususundaki fikirlerimi paylaşacağım.
Daha önceki zaman dilimlerinde boşanmanın toplumsal sonuçları içerikli yazımda, esasen ağırlıklı olarak anne- babanın boşanmasının çocuklara sirayeti, bunun da topluma yansımaları hususunda fikirlerimi paylaşmış idim.
O yazı metninde de çocukların durumunun değerlendirilmesi, velayet hususundaki düzenlemelerin yeniden gözden geçirilerek devlet eli ile kalıcı hukuki çözümler üretilmesi gerektiğini belirtmiş idim. Bu hususta Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımızca oldukça geniş fiziki imkanlar sağlandığı, devletimizin sahip çocuklara sahip çıkması hususundaki politikaları ciddi manada iyileştirilmiş mesafe kat etmiş durumdadır.
Bu yazımda sizler ile yaşanılan bu insanlık dışı olaylar karşısında etkin ve kalıcı hukuki sonuçlar getirilmesi, baba yada anne olmaktan haberi dahi olmayan vahşilerin (insan demeye dilim varmamakta) hiçbir şekilde çocuk ile görüştürülmeyerek çocukların yaşamının /hayat haklarının korunması üzerinde duracağım.
Haber manşetleri aynen;
“… MERTCANI PSİKOPAT BABASI KATLETTİ.. “
“...CANİ BABANIN DÖVDÜĞÜ ÇOCUK HAYATINI KAYBETTİ..”
Türk Medeni Kanununda Aile Hukuku kitabında boşanma ve sonuçları arasında en önemli konudur velayet. Velayet hususunda yapılan yargılamalarda detaylı ve somut olaya matuf değerlendirmeler yapılmamakta, genel değerlendirmeler ve uygulanan klasik prosedür ile dosya merkezli karar verilmektedir. Özellikle sıkıntı anlaşmalı boşanma protokolleri ile kısa sürede neticeye bağlanan anlaşmalı boşanma dosyalarında kendisini göstermektedir.
Anlaşmalı boşanma istemli davalarda görevli ve yetkili olan Aile Mahkemesine başvurulduğunda zaten dosya hazır halde sunulmakta, evraksal imzalar sorulmakta, kimlik bilgileri kontrol edilmekte, bir nevi boşanma ve boşanmaya bağlı taleplerin protokol nezdinde teyidi alınarak taraflarca imzalanıp, velayet dahil tüm sonuçlara ilişkin aynı anda ani kararlar alınmaktadır.
Çocuk olan ve velayet hususunda karar verilmesi gerekli olan dava dosyalarında detaylı incelemelerin yapıldığı söylenemez. Bugün bu masum yavruyu ölüme terk etmeden acaba nasıl tedbirler alabilir, neler yapabilirdik. Bu sorun toplumsal bir sorundur. Ebeveynlerin boşanmasının sonuçları en ağır tahribatı çocuklar üzerinde bırakmaktadır.
İvedi şekilde bu konu üzerine eğilmek, bu hususta en detaylı araştırmanın derhal yapılarak, en katı tedbirlerin alınması yönünde yasal düzenlemelerin yapılması, masum olan çocukların yaşam haklarının korunması toplumsal olarak vebalimizdir.
Velayet hususunda davaların hangi aşamasında olursa olsun klasik araştırmalar değil, en geniş detayda araştırmaların yapılarak en sağlıklı sonuca ulaşılması önemlidir.
Anne/babanın yaşam şartları, yaşam biçimleri, fiziki ve özellikle de ruhsal durumları ciddi manada ele alınmalı, yazımızda örneğinden yola çıktığımız ve hepimizi derin bir acıya boğan masum yavrucak Mertcan´ın canisi/psikopatı (öyle baba olmaz, baba terimini böyle bir cani için kullanıp şahsım da dahil babalarımıza haksızlık edemem…) hemen yargılama sürecinde ele alınarak bu vahşetlerin önüne geçilmesi gereklidir. Aynı zamanda bu vahşiler de en kati cezalara çarptırılmalıdır.
Gerek Sosyal Çalışmacı gerekse Pedagoglar ve gerekse konusunda uzman tüm birimlerce bugünümüz ve yarınlarımızın teminatı olan çocuklarımızın yaşam hakları korunmalıdır.
Tabi ki, anne babanın bir arada ömür boyu hayatını idame ettirmesi her çocuğun vazgeçilmez bir hayalidir. Her çocuk bu ayrılık sürecinde ciddi bir psikolojik travma yaşamakta, çocukta bu kalan hasar ömrünün her aşamasında vahim sonuçları beraberinde getirmektedir.
Çocuklarımızın yüzü gülüyorsa aydınlık yarınlar bizleri beklemektedir. Bu sebepler ile masum yavrularımızın/ çocuklarımızın yaşam haklarının her şeyin üzerinde değerli tutulduğu ve bu sesimizin tüm ilgililerce duyularak gerekli yasal ve idari düzenlemelerin hayata geçirildiği aydınlık yarınlarda buluşmayı temenni ederim.
Rabbim muhafaza kılsın aksi durumda işte böyle yazık değil mi o masum yavruya diyerek toplumsal serzenişlerimizi sürdürür ve bu vebali üzerimizde hep taşırız…